Close
Close

Gayrimenkul alım ve satımı yapmayan şirketler aktiflerinde kayıtlı taşınmaz satışında özel matrah uygulamasına dahil olur mu?

Şirketimize 2020 yılında vergi mükellefi olmayan şahıstan aldığımız 3.500.000 TL arsayı 2021 yılında 4.000.000 TL ’sına satış yapacağız. Faturayı 500.000 TL KDV dahil şeklinde mi düzenlemeliyiz?

KDV dahil diye bir uygulama olmaz. Sanırım işlemin Özel matrah uygulamasına tabi olup olmadığını soruyorsunuz. 

3065 Sayılı KDV nun 23. maddesinin (f) bendi aşağıdaki gibidir. Özel Matrah Şekilleri Madde 23 Özel matrah şekilleri şunlardır; “””f) İkinci el motorlu kara taşıtı veya TAŞINMAZ ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, katma değer vergisi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır.”” Şirketiniz G.menkul alım satımı yapan mükellef ise bu uygulamadan yararlanır.

Yukarıdaki madde hükmüne göre; 3065 sayılı Kanunun 7104 sayılı Kanunla değişik (23/f) maddesine göre, taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, vergi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan taşınmazların (Gayrimenkul /Bina –arsa –arazi)) tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır. Vergi mükellefi olmayanlardan veya istisna kapsamında KDV ödenmeksizin alınan taşınmazların satışında düzenlenecek faturalarda alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden KDV hesaplanır. Vergi mükellefi olanlardan KDV ödenerek alınan taşınmazların teslimlerinde ise özel matrah sistemi uygulanmaz. 

Yapılan düzenlemeye göre; Vergi mükellefi olmayan kişilerden alınan G.menkullerin alış bedeli ile satış bedeli arasındaki farka (500.000) % 18 KDV hesaplanacaktır. 

Düzenlenecek faturada KDV uygulanmayan tutar (3.500.000) KDV beyannamesinde Özel matrah bölümünde beyan edilecek KDV tabi olan kısım normal teslimler arasında yer alacaktır. 

ŞAYET; ŞİRKETİNİZ GAYRİMENKUL ALIM SATIM YAPAN FİRMA DEĞİL İSE; SATIŞ BEDELİNİN TAMAMI (4.000.000 TL) ÜZERİNDEN % 18 KDV HESAPLANIR.

Hasılat esaslı kazanç tespiti beyanında geçmiş yıl zararlarının mahsup edilip edilmeyeceği hk.

T.C. 

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Malatya Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

   
Sayı:37538499-120[113/2020-1]-E.3065705.11.2020
Konu:Hasılat esaslı kazanç tespiti beyanında geçmiş yıl zararlarının mahsup edilip edilmeyeceği hk. 
İlgi:11/08/2020 tarih ve 63706 kayıtlı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; özel halk otobüsü ile şehir içi yolcu taşıma işi ile iştigal ettiğiniz, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Hasılat esaslı kazanç tespiti” başlıklı 113 üncü maddesinde belirtilen şartları sağlayarak 1/1/2020 tarihinden itibaren hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasına geçtiğiniz belirtilerek, vergiye tabi kazancınızın tespitinde geçmiş yıl zararlarının mahsup edilip edilmeyeceği hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmış olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşüne aşağıda yer verilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 113 üncü maddesinde;

Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerin talep etmeleri hâlinde söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının (25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen mükellefler için hesapladıkları katma değer vergisi dâhil tutarın) %10’u bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak esas alınır. Vergiye tabi kazancın bu suretle tespitinde ilgili faaliyete ilişkin giderler dikkate alınmaz ve bu kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanmaz.

Kazançları birinci fıkra kapsamında tespit edilenlerin;

a) Bu faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetleri, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate alınmaz

b) Bu kazançları dışındaki beyana tabi diğer kazanç veya iratları hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz

c) İki yıl geçmedikçe bu usulden çıkmaları mümkün değildir.

4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri uyarınca bir takvim yılı içinde iki kez ceza kesilen mükellefler, cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılına ait kazançları için bu madde hükümlerinden yararlanamaz.

Bu madde hükümleri kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanır.

Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan oranı iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, kanuni oranına getirmeye; Hazine ve Maliye Bakanlığı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

…”

hükmü yer almaktadır.

Diğer yandan, aynı Kanunun 88 inci maddesinde;

Gelirin toplanmasında gelir kaynaklarının bir kısmından hasıl olan zararlar (80 inci maddede yazılı diğer kazanç ve iratlardan doğanlar hariç) diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edilir.

Bu mahsup neticesinde kapatılmayan zarar kısmı, müteakip yılların gelirinden indirilir. Arka arkaya beş yıl içinde mahsup edilmeyen zarar bakiyesi müteakip yıllara naklolunamaz.

Menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında, gider fazlalığından doğanlar hariç, sermayede vukua gelen eksilmeler zarar addolunmaz.

…”

hükmüne yer verilmiştir.

“Hasılat Esaslı Kazanç Tespiti Usulüne” ilişkin açıklamaların yapıldığı 309 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “ Vergiye tabi kazancın hesaplanması” başlıklı bölümünde;

“…

(3)Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetine ilişkin vergiye tabi kazancın hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre hesaplanmasında, bu faaliyete ilişkin giderler dikkate alınmayacak ve bu usule göre tespit edilen kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanmayacaktır.

(4)Hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne geçen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetleri yanında vergiye tabi başkaca faaliyetlerinin veya kazanç ya da iratlarının bulunması halinde, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetlerini, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate almaları mümkün değildir. Bu mükellefler, diğer faaliyetlerinden dolayı elde ettikleri kazanç veya iratları nedeniyle 193 sayılı Kanunun 113 üncü maddesi hükmünden de faydalanamayacaklardır.

açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, “ Halk Otobüsü/ Otobüs ile yapılan şehir içi ve banliyö yolcu taşımacılığı” faaliyeti dışında başka faaliyetinizin bulunmaması ve söz konusu faaliyetiniz kapsamında hasılat esaslı kazanç tespiti usulünden faydalanmanız nedeniyle vergiye tabi kazancınızın tespitinde elde ettiğiniz hasılatınızdan geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.


Kaynak: İsmmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Logomuhasebe karen ltd veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Related Posts